İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

 

1.Türklerin İslam Dinine Girmeleri: Hz. Osman döneminde başlayan Türk-Arap ilişkileri özellikle Emeviler döneminde olumsuz bir yön izliyordu. Emevilerin Arapçılık politikaları bunda çok etkili oluyordu. Emeviler döneminde İslamiyet Türkler arasında fazla yayılmıyordu. Abbasilerle birlikte Türk-Arap ilişkileri düzelmeye başladı. Halife Me’mun ve Mutasım döneminde başlayan bu olumlu gelişme sonucunda,Türkler arasında İslam dini hızlı yayılmaya başladı. Türkler  kitleler halinde İslam Dinine girmeye başladılar. Özellikle 751 yılında yapılan Talas savaşı  bu olumlu gelişmede önemli bir etkiye sahiptir.

 

Talas Savaşı, Türklerle Müslümanların birbirlerini daha yakından tanımalarını, dostane ilişkiler kurulmasını sağladı.  Bu sebeple Talas Savaşı hem Türkler hem Müslümanlar için bir dönüm noktasıdır. Bu savaş neticesinde İslâmiyet Türkler arasında hızla yayılmaya başlamıştır. Abbasi ordusunda çok sayıda Türk görev aldı. Zamanla Türk askerleri, ordunun ve yönetimin denetimini ele geçirdiler . Hatta bazı Türk komutanları, Abbasi Devleti sınırları içerisinde kendi devletlerini bile kurmuşlardır.

 

Türklerin İslam Dinine hızla girmelerinde eski  Türk dininde yer alan Gök-Tanrı inancı,cennet-cehennem kavramları, kurban kesme, cihat düşüncesi gibi benzer  olguların olması etkili olmuştur.  İlk Müslüman olan Karluk, Yağma ve Çiğil Türklerini daha sonra Oğuz Türkleri takip etmiş , Oğuz Türklerinin İslam dinine girişleri ile Türklerin İslam Dünyasındaki etkinlikleri artmaya başlamıştır.( Oğuz Türkleri İslam dinine girdikten sonra Türkmen adını almışlardır.)

 

2. Türklerin İslam’a girmesini kolaylaştıran nedenler:

1-Türkler de Müslümanlar da hoş görüye sahipti. 2-Türkler de Müslümanlar da tek tanrıya inanıyorlardı. 3-Türklerin de Müslümanların da ahlak anlayışları aynıydı. 4-Türklerdeki kurban, ahiret, cennet ve cehennem kavramları Müslümanlar ile aynıydı. 5-Türklerdeki cihan hakimiyeti kavramı, Müslümanlardaki cihat kavramına uyuyordu. 6-Türklerde de Müslümanlarda da din adamları üstün bir sınıf değildi. 7-Türkler de Müslümanlar da temizliğe önem verirlerdi.

 

3.Türklerin İslam  Dinine Hizmetleri:

 

a.İslamiyet daha geniş bir alana yayıldı.

b.Türkler İslam Dünyasının koruyuculuğunu üstlendiler. ( Bizans ve haçlı saldırılarına karşı )

c.İslam  medeniyetinin gelişip yaygınlaşmasında etkili oldular. ( İslam  Medeniyetinin gelişiminde Türk bilim adamlarının da önemli bir rolü vardır. İbn-i Sina, Biruni, Harezmi, Farabi Vb..)

d.İslamiyet’in yayılmasında  da etkili oldular ve İslamiyet’i geniş bölgelere yaydılar. (Pakistan,Hindistan,Bangladeş,Afganistan,Balkanlar)

e.Halifeliği koruyarak devam etmesini sağladılar.

        

Görüldüğü gibi Türkler İslam Dinine girişle birlikte başta askeri olmak üzere kültür ,sanat ve bilim alanında çok büyük katkılarda bulunmuşlardır. İslam Medeniyetinin dünya çapında etki göstermesinde en büyük pay Türklere aittir.

 

Not 1: İslamiyet Türklerin milli karakterlerini korumalarını sağlamıştır.Hıristiyan ya da Budist olan Türkler zamanla benliklerini kaybettikleri halde ,Müslüman Türkler , Türk olma özelliğini korumuşlardır. (Hatta Türk ve İslam kelimeleri ayrılmaz  bir bütün olarak kabul edilmiştir.  Müslüman Türkler, Müslüman olmayan Türkleri,Türk olarak kabul etmemişlerdir.)

 

Not 2: Müslüman Türklerin kurduğu ilk devlet Tolunoğulları, İslamiyet’i sonradan resmi din olarak kabul eden  ilk Türk Devletleri  de İdil ( Volga ) Bulgarları ve Karahanlılardır.

 

TÜRK –İSLAM DEVLETLERİ 

 

3.KARAHANLILAR (840 – 1212): İlk  Müslüman-Türk Devletidir. Karluk,Yağma ve Çiğil Türkleri tarafından  kurulmuştur. Kurucusu  Bilge Kül Kadir Han’dır. Karahanlılar hükümdarları Satuk  Buğra Han zamanında İslam dinini benimsemişlerdir. Karahanlılar en güçlü dönemlerini Yusuf Kadir Han zamanında yaşamıştır. Karahanlı Devleti daha sonra batı ve doğu olmak üzere ikiye ayrılmış, Doğu Karahanlılara Karahitaylar(1211), Batı Karahanlılara da Harzemşahlar son vermiştir.(1212)

 

Not 1: Karahanlı Devletine bu ismin verilme nedeni, hükümdar unvanları arasında kara (kuvvetli) sıfatına çok rastlanmasındandır.

 

Not 2: Karahanlı Devleti Türklerin yoğunlukta olduğu bir coğrafyada  (Türkistan=Orta Asya) kurulduğu için, Türk dili ve Türk Kültürüne büyük önem vermiş;  Karahanlılar döneminde Türk dili ve Türk kültürü açısından çok önemli eserler yazılmıştır. Birçok Türk Devletinde Arapça ve Farsça’nın büyük bir etkinliği varken Karahanlılar Türk diline ve Türk Kültürüne büyük önem vermişlerdir.

        

4. GAZNELİLER (962- 1187): Bugünkü Pakistan, Hindistan, Afganistan bölgesinde kurulmuş bir Türk  Devletidir. Kurucusu Alp Tigin’dir. Alp Tigin başlangıçta Samanoğuları Devleti’nin bir komutanı iken Samanoğulları ile arası açılınca bir grup Türk askeri ile Gazne şehrine gelmiş ve burada Gazneliler Devletini kurmuştur.

 

Ganzeliler Sebük Tigin zamanında güçlendiler. Sebük Tigin’den sonra  hükümdar olan Gazneli Mahmut (Sultan  Mahmut) zamanında Gazneliler Devleti en güçlü dönemini yaşadı. Sultan Mahmut  Hindistan üzerine onyedi defa sefer yaptı. Sultan Mahmut’un Hindistan ile bu kadar çok ilgilenmesinin sebebi, İslam  Dinini bu ülkeye yaymak ve bu ülkenin zenginliklerini ele geçirmekti.

 

Sultan Mahmut’un ölümünden sonra Devletin başına Sultan Mesut geçti. Sultan Mesut zamanında Selçuklu-Gazneli  mücadelesi artamaya başladı. İki Türk Devleti 1040 yılında Dandanakan savaşında  karşı karşıya geldiler. Dandanakan savaşını Büyük Selçuklu Devleti  kazandı. Bu savaşta yenilen Gazneliler bir daha kendilerini toparlayamadılar.1187 yılında Gurlular tarafından yıkıldılar.(Gurlular Afganistan’ın yerli halkıdır.)

 

Not 1: Tarihte Sultan unvanını ilk kullanan  Türk hükümdarı Sultan Mahmut olmuştur.

 

Not 2: Gazneli Devleti kurulduğu bölgede Türklerin  yoğunluğu fazla değildi. Bu devlette Türkler daha çok yönetim ve askeri alanda  ağırlıklarını hissettirmişlerdir. Halkın büyük bir bölümü Türk değildi. Bu durum devletin çabuk yıkılmasında önemli rol oynamıştır.

 

Not 3: Bugünkü Pakistan’ın oluşumunda ve Hindistan’da İslamiyet’in yayılmasında en büyük pay Gazneli Devletine aittir.

 

5.BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

 

Oğuzlar (Türkmenler): Büyük Selçuklu Devleti’ni kuranlar Oğuz Türkleridir. Türklerin  en büyük  boyu olan Oğuzlar, Türk tarihinde çok büyük rol almış birçok devletin kurucusu olmuşlardır. (Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Harzemşahlar, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Anadolu Beylikleri, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş Türk Devletleridir. )

 

Oğuz Türkleri Oğuz Kağan Destanı’na dayanarak 24 ayrı kola ayrılır. Bu destana göre Oğuzlar, Oğuz Kağan’ın  altı oğlundan türemişlerdir.

 

OĞUZ KAĞAN

1. ÜÇOKLAR                                                                                     2. BOZOKLAR

 

DENİZHAN  - DAĞHAN  -       GÖKHAN                               YILDIZHAN  – AYHAN  -   GÜNHAN

IĞDIR              SALUR              BAYINDIR                               AVŞAR             YAZIR            KAYI   

BÜĞDÜZ        ALAYUNTLU    ÇAVULDUR                            BEĞDİLİ           DODURGA    BAYAT

YİVA              EYMÜR              ÇEPNİ                                       KARGIN           DÖĞER           ALKAEVLİ 

KINIK             YÜREĞİR           BEÇENE                                   KIZIK                YAPARLI        KARAEVLİ

 

On iki Üçok on iki Bozok olmak üzere toplam yirmi dört Oğuz Boyu vardır. Büyük Selçuklu Devleti’ni kuranlar Oğuz Türklerinin Üçok  koluna mensup olan  “KINIK” lar tarafından kurulmuştur.

Not: Osmanlı Devleti’ni kuranlar da Oğuz Türklerinden  “KAYI” boyudur.

 

Tarihte Uz, Guz,Tork gibi isimler alan Oğuzlar İslam Dinine girdikten sonra “Türkmen” adını almışlardır. Oğuz kelimesinin kökeni Ok+Uz‘dur. Okuz boylar anlamına gelmektedir. Yani Oğuz kelimesi boylar demektir. Başlangıçta Selenga ırmağı civarında yaşayan Oğuzlar, Göktürk Devletinin yıkılmasından sonra batıya göç ederek Aral gölü ve Hazar denizi arasındaki topraklara yerleşmişlerdir. Oğuz Türkleri bu bölgede Oğuz Yabgu Devletini kurmuşlardır. Oğuz Yabgu Devletinin komutanlarından olan Selçuk Bey Hükümdarla arası açılınca  kendisini destekleyen askerleri ile  ayrılarak Cent şehrine geldi.. Zamanla birçok  Türk Boyu  Selçuk Bey’in yönetimi altına girmişti.  Bu şekilde Büyük Selçuklu Devleti’nin temelleri atılmış oldu.

Selçuk Bey ölünce yerine  Arslan  Bey geçti.  Ancak Gazneli Mahmut Arslan Bey’i esir alınca  yerine yeğenleri olan Tuğrul ve Çağrı Beyler  geçti. 

TUĞRUL VE ÇAĞRI BEYLER: Tuğrul ve Çağrı Beyler birlikte Büyük Selçuklu Devleti’ni yönetmeye başladılar. Büyük Selçuklu Devleti  giderek güçlenip Horasan’ı ele geçirince Gazneli Devleti ile araları açıldı .İki taraf 1040 Dandanakan savaşında karşı karşıya geldiler. Dandanakan savaşını Büyük Selçuklular kazandı. Bu şekilde Selçuklu Devleti resmen kurulmuş oldu. Bu sıralarda Oğuz Türkleri bulundukları coğrafyaya sığmıyorlar, kendilerine yeni yurtlar arıyorlardı. Çağrı Bey komutasındaki  küçük bir Türk birliği ilk defa Anadolu‘ya akın yaptı(1015-1018). Bu akınlar keşif amacını taşıyordu. Anadolu tanımak ve burada kurulu olan Bizans Devleti’nin gücünü sınamak için yapılıyordu. Daha sonra Anadolu’ya Türk akınları artarak devam etti. Yapılan bir  başka akında İbrahim Yinal ve Kutlamış komutasındaki Türk ordusu ile Bizans ordusu Erzurum yakınlarındaki Pasinler de karşı karşıya geldiler. 1048 yılında yapılan Pasinler savaşını Türk ordusu kazandı.

 

Not: Pasinler savaşı Türk ordusu ile Bizans ordusunun kaşı karşıya geldiği ilk savaştır. Doğu Anadolu Selçuklu hakimiyetine geçti.

 

Bu tarihlerde Abbasi halifesinin gücü azalmış, Şii Büveyhoğullarının baskısı altına girmişti. Zor durumda kalan Abbasi halifesi Tuğrul Bey’den yardım istedi.Tuğrul Bey Halifenin isteğini kabul etti. Bağdat’a giren Tuğrul Bey  halifeyi Büveyhoğullarından kurtardı.Bundan sonra Abbasi halifeleri Büyük Selçuklu Devleti’nin koruması altına girmiş oldu. İslam  Dünyasında siyasi ve askeri güç tamamen Türklerin eline geçmiş oldu. Abbasi halifelerinin sadece dini nitelikleri  kaldı.

 

ALPARSLAN: Tuğrul Bey ölünce yerine Çağrı Bey’in oğlu olan Alparslan geçti.  Sultan Alparslan döneminin en önemli olayı Malazgirt savaşıdır.  Türklerin Anadolu‘ya akınları giderek şiddetlenince Bizans İmparatoru Romanos Diogenes büyük bir ordu ile harekete geçti. Bizans ordusunun Doğu Anadolu’ya doğru harekete geçtiğini duyan Alparslan ordusu ile hemen Doğu Anadolu’ya yöneldi. İki taraf 1071 yılında Malazgirt’te karşı karşıya geldiler. Malazgirt savaşını  Türk ordusu kazandı.       

Malazgirt savaşı Türk tarihinde çok büyük bir öneme sahiptir. Bu savaşın sonucunda:

a.Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış oldu.

b.Anadolu Türklerin yeni yurdu haline geldi.

c.1071 tarihi, Türkiye tarihinin de başlangıcı oldu.

d.İslam Dünyası üzerindeki Bizans tehlikesi son buldu.

e. Bizans’ın kışkırtmaları sonucu haçlı seferleri başladı.

 

MELİKŞAH: Alparslan’ın ölümünden sonra yerine oğlu Melikşah geçti. Büyük Selçuklu Devleti ,Melikşah  zamanında en güçlü dönemini yaşadı. Babası Alparslan döneminde  vezir olan Nizamül-Mülk, Melikşah döneminde de bu görevine devam etti.

 

Melikşah döneminin en önemli iç olayı,Hasan Sabbah’ın siyasi  amaçları için başlatmış olduğu Batınilik hareketidir. Bu hareketin amacı Büyük Selçuklu Devletini içeriden yıkmaktı. Batınilik hareketine karşı çok iyi mücadele eden vezir Nizamül- Mülk bir suikastta öldürüldü.

Nizamül-Mülk : Büyük Selçuklu Devleti tarihinde önemli bir role sahip olan devlet adamıdır. Batınilik hareketine karşı çok iyi mücadele yapmıştır. Sünni İslam anlayışını korumak ve güçlendirmek için, ülkenin birçok yerinde medreseler yaptırmıştır. Bu medreselere Nizamiye medreseleri denir.

 

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİNİN YIKILIŞI: Sultan Melikşah’ın ölümüden sonra yerine önce Berkyaruk sonra da  Sencer (Sancar) geçti. Sultan Sencer Büyük Selçuklu Devletinin son büyük hükümdarı oldu. Karahitaylarla yapılan Katvan savaşında (1141) yenilince ülke dağılmaya başladı. Sultan Sencer’in ölümüyle de Büyük Selçuklu Devleti parçalandı.    

Büyük Selçuklu Devletinin yıkılma sebepleri şunlardır:

1.Hanedan üyeleri arasındaki taht kavgaları.

2.Sultan’ın erkek çocuklarını (Melik) yetiştiren Atabeylerin  gittikleri eyaletlerde merkezi otoriteden ayrılıp bağımsız olma istekleri.

3.Batinilerin çalışmaları.

4.Oğuzların devletle aralarının açılması.

5.Abbasi halifelerinin Selçuklu etkinliğinden kurtulma istekleri.

6.Şii Fatimilerin çalışmaları.

7.Haçlı seferleri.

 

Bütün bu sebepler yüzünden parçalanan Büyük Selçuklu Devleti üzerinde birçok yeni devlet kuruldu. Bunlar:

1.Horasan Selçukluları  2.Anadolu Selçukluları. 3.Kirman Selçukluları. 4.Suriye Selçukluları.

ATABEYLİKLER: Sultan’ın  erkek çocuklarını (Melik) yetiştiren bilgili, tecrübeli devlet adamlarına denir. Atabeyler gittikleri eyaletlerde merkezi otoritenin zayıflamasından yararlanarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Kendilerine bağlı küçük atabeylikler kurdular. Bunların en önemlileri şunlardır :

1.Musul Atabeyliği.  2.Erbil Atabeyliği.  3.Şam Atabeyliği.  4.Azerbaycan Atabeyliği.  5.Fars Atabeyliği.

 

Büyük Selçuklu Devletinin Türk Tarihindeki Önemi: Büyük Selçuklu Devleti Anadolu’nun  fethedilip  Türkleşmesini sağladılar. Haçlı saldırılarına karşı İslam Dünyasını korudular. İslam Kültür ve Medeniyetinin gelişmesine katkıda bulundular. Halifeliği koruyarak devam etmesini sağladılar.

 TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

 

1.DEVLET YÖNETİMİ: Türkler Müslüman olduktan sonra da devlet yönetimi  ile ilgili geleneklerine devam ettiler. Devlet hanedan ailesinin ortak malı sayılıyordu.

 

Karahanlı Devleti kurulduğu coğrafya itibari ile Türk Devlet anlayışını aynen sürdüren bir devletti. Hükümdarlar da “kara” ünvanı  kullanılıyordu. Sultan ünvanını ilk kullanan Türk Hükümdarı Gazneli Mahmut (Sultan Mahmut) olmuştur.    

Devlet işleri Büyük Divan denilen yerde görüşülüp karara bağlanırdı. Divanın alt kademeleri vardı. Her alt kademede ayrı bir iş görülürdü. Ülkeler kolay yönetim için eyaletlere ayrılmıştı. Eyaletlerde melikler görev yapardı.

 

NOT: Ülkenin hükümdar ailesinin ortak malı sayıldığı düşüncesi bütün Türk Devletlerinde kabul görmüş ortak bir düşünce idi. Bu anlayış taht kavgalarına ve Türk devletlerinin kısa sürede yıkılmalarına neden olmuştur.

 

2.ADALET İŞLERİ: Türk-İslam Devletlerinde hukuk, Şeri ve Örfi olmak üzere ikiye ayrılırdı. Şeri hukuk ile ilgili davalara “kadı” bakardı.Örfi hukuk ile ilgili davalara bakan yüksek bir mahkeme vardı. Ordu içindeki anlaşmazlıklara “kadıasker”(kazasker) bakardı.

 

3. ORDU: Türk Devletlerinde ordu sürekli olarak önemini korumuş  bir kurumdu. Türk Devlet anlayışında ve Türk Milleti’nin kültüründe ordu kavramı her zaman  için büyük önem taşımıştır. 

İslam öncesinde olduğu gibi, İslam sonrası da Türk Devletleri’nde ordu büyük önem taşımaya devam etti. Karahanlı Devleti’nde ordu  çeşitli Türk boylarından oluşuyordu. (Karahanlı Devleti kuruluş itibari ile tamamen Türk özelliği taşıyan bir devlettir.) Gazneliler Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi. Gazneliler Devleti’nin kuruluş itibari ile çok milletli bir yapıya sahipti. Bu durum orduda da kendini göstermişti. Gazneli ordusu birçok milletten oluşuyordu.  Büyük Selçuklu Devleti’nde  Türk ordusu çok daha gelişmiş ve büyümüştür.  Büyük Selçuklu ordusu altı ayrı bölümden oluşuyordu. Bunlar :

  1. Gulaman-ı Saray: Çeşitli milletlerden toplanan kölelerin özel bir eğitimle saray için yetiştirilmesi ile oluşmuş  askerlerdir.
  2. Hassa Askerleri: Çeşitli Türk boylarından oluşan atlı askeri birliklerdir.
  3. Melik ve Vali askerleri: Melikler ve valilerde savaş zamanı emrindeki askerlerle Sultan’ın ordusuna katılırdı.
  4. Bağlı Devlet ve Beyliklerin Askerleri: Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı devlet ve beylikler de savaşa zamanı Büyük Selçuklu Devleti’ne asker verirlerdi.( Ermeni ve Gürcü krallıkları gibi)
  5. Türkmenler: Göçebe olarak yaşayan Türkmenler savaş ortamına her an hazır bulunurlar ve gönüllü olarak Sultan’ın ordusuna katılırlardı.
  6. Sipahiler: İkta (toprak sahibi)olanların, gelirlerinin bir bölümü ile beslemek zorunda oldukları askerleridir. Buna göre  ülke toprakları vergi gelirlerine göre bölümlere ayrılırdı . bu bölümlere ‘ İkta’ denirdi. Bu toprakları işleyen  çiftçiler ,devlete vermeleri gereken vergiyi  “Sipahi”ye verirlerdi. Sipahi de gelirinin bir bölümü ile atlı asker yetiştirirdi. Bu sisteme Osmanlı Devleti döneminde “Tımar “adı verilmiştir.

 

Not: “İkta “ sistemi  ilk defa Büyük Selçuklu Devleti  Veziri olan “ Nizamül- Mülk “ tarafından uygulanmıştır.

 

4. DİN VE İNANIŞ: Türkler İslam dinine girdikten sonra bu dinin liderliğini  üstlenmişlerdi. İslam dinini geniş alanlara yaymak için fetih hareketlerine girişmişler ve Türkler sayesinde İslam  dini çok geniş alanlara yayılmış ve bir dünya dini haline gelmiştir. Bugün, Pakistan, Hindistan,Afganistan, Balkanlar gibi coğrafyalarda İslam dininin yayılması Türkler sayesinde olmuştur. Türkler İslam dininin daha çok Sünni- Hanefi ekolünü benimsemişlerdir. (Hanefi mezhebine Türk mezhebi  de  denmektedir.) Sünni İslam anlayışı yaymak ve korumak için mücadele etmişlerdir. (Nizamül- Mülk’ün açmış olduğu Nizamiye medreselerinin amacı Sünni İslam anlayışını korumak ve geliştirmekti.) 

Türkler arasında  Sufilik (Tasavvuf) anlayışı da oldukça gelişmiştir. Sufilik hareketi  sonucunda birçok tarikat ortaya çıkmıştır. Bunların başlıcaları; Rifailik, Kadirilik, Kübrevilik, Yesevilik, Ekberilik tir.  Bunlardan Yeseviliğin kurucusu bir  Türk –İslam alimi olan Hoca Ahmet Yesevi‘dir. Hoca Ahmet Yesevi İslam Dininin  Türkistan’da (Orta Asya) yayılmasında çok önemli bir role sahiptir. Bugün dahi Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi ,bütün Türk boyları tarafından kutsal kabul edilmektedir.

 5. EKONOMİK HAYAT: Türk –İslam Devletlerinde ekonomik hayat Büyük Selçuklu Devleti zamanında  büyük bir gelişme gösterdi. Ticaret yolları üzerine “Hanlar” ve “ kervansaraylar” inşa edildi.     

Türk –İslam Devletlerinde ülke toprakları yönetim bakımından dört ayrı bölüme  ayrılmıştı. Bunlar;

a.Has Toprakları: vergi gelirleri Sultan’a ait topraklardır.

b.İkta Toprakları:Gelirleri, Hizmet ve maaş karşılığı olarak kumandanlara, askerlere ve devlet adamlarına bırakılan topraklarıdır. ( İkta sahibi olan devlet adamı veya komutan belirli sayıda  devlete asker  yetiştirmek zorundaydı)

İktanın Yararları: 1- Devlete bedava asker sağlar, 2- Üretimde sürekliliği sağlar, 3- Güvenliğin sağlanmasına yarar, 4- Göçebeleri yerleşik yaşama geçirmede etkilidir.

c. Mülk Toprakları: Kişilere ait topraklardır. Sahibi toprağı istediği gibi kullanma hakkına sahiptir.

e.Vakıf Toprakları: Okul, hastane gibi sosyal kurumların ihtiyaçlarını karşılamak için devlet tarafından bu kurumlara verilen topraklardır.

 

6. DİL VE EDEBİYAT: Karahanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe idi. Resmi yazılar Uygur alfabesi ile yazılıyordu. Karahanlı Devleti’nin bu milli kimliği sayesinde bu dönemde Türk kültürü oldukça gelişmiş ve Türk kültürü açısından çok önemli olan  birçok eser yazılmıştır. Gaznelilerde ve Büyük Selçuklu Devleti’nde ise durum biraz daha farklı idi.  Bu devletlerde bilim dili Arapça idi. Resmi dil olarak ta Farsça kullanılıyordu. Halk ise Türkçe konuşuyordu . Bu dönemlerde Türk kültür tarihi için önem taşıyan belli başlı eserler şunlardır.

  1. Divan-ı Lügat-it Türk –Kaşgarlı Mahmut : Türkçe‘nin zengin bir dil olduğunu göstermek ve Araplara Türkçe öğretmek amacı ile yazılmış bir eserdir.
  2. Şehname- Firdevsi
  3. Divan-ı Hikmet- Hoca Ahmet Yesevi
  4. Edip Ahmet – Atabet’ül Hakayık
  5. Yusuf  Has Hacip – Kutadgu Bilig

 

7. BİLİM: Karahanlılar döneminde  Türkistan’da bulunan  Semerkant,  Buhara, Kaşgar gibi şehirler önemli bilim ve  sanat merkezleri olmuştu. Büyük Selçuklu Devleti döneminde açılan Nizamül- Mülk medreseleri de İslam medeniyetinde büyük öneme sahiptir.

 

Türk- İslam Devletlerinde yetişen  önemli  bilim adamlarından bazıları  şunlardır;

a.Farabi- Felsefe                       c. İbn-i Sina –Tıp                   e. Uluğ Bey- Astronomi

b. Biruni – Matematik             d. Barani- Trigonometri        f. Ali  Kuşcu- Astronomi

8. SANAT

 Türk –İslam  Devletlerinde gelişen başlıca sanat dalları, çinicilik, minyatür, tezhip, ebru,süsleme,hat,oymacılık, kakmacılık ve mimaridir.